Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | alışkın olmak | be used to f. | ||
Tom said he was used to doing that. Tom bunu yapmaya alışkın olduğunu söyledi. More Sentences |
||||
Genel | alışkın olmak | be accustomed to f. | ||
Genel | alışkın olmak | be accustomed f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | alışkın olmak | get one's hand in f. | ||
Deyim | alışkın olmak | keep one's hand in f. | ||
Deyim | alışkın olmak | keep hand in f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | bir şeyi yapmaya çok alışkın olmak | be second nature to f. |
Deyim | deneyimden dolayı bir şeyi yapmaya alışkın olmak | keep one's hand in f. |
Deyim | deneyimden dolayı bir şeyi yapmaya alışkın olmak | get one's hand in f. |
Deyim | eli alışkın olmak | keep one's hand in f. |
Deyim | eli alışkın olmak | get one's hand in f. |
Deyim | deneyimden dolayı bir şeyi yapmaya alışkın olmak | keep hand in f. |
Deyim | eli alışkın olmak | keep hand in f. |
Archaic | ||
Eski Kullanım | bir şeyi yapmaya alışkın olmak | won f. |